Hava kalitesi yönetiminde ortak veri tabanı ve karar destek aracı olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından geliştirilen Hava Emisyon Yönetim (HEY) Portalı, 2017 yılından bu yana hizmet veriyor. HEY ile kirletici kaynaklardan, sahada yapılan ölçümlerle elde edilen veriler toplanıp emisyon miktarları hesaplanarak hava kalitesi haritaları hazırlanıyor.
Bu kapsamda tüm kirletici kaynaklar ile hava, deniz, su ve toprak gibi alıcı ortamların çevresel ölçümleri Sürekli İzleme Merkezi'nde toplanıyor. 81 ilin hava kalitesi, 365 Hava Kalitesi İzleme İstasyonu aracılığıyla bu merkezden izleniyor ve sonuçlar anlık olarak "www.havaizleme.gov.tr" web adresinden ve cep telefonu uygulamasından kamuoyunun bilgisine sunuluyor.
Ayrıca çevre mevzuatı kapsamında tespit edilen sektörlerde, belirlenen kapasiteye sahip sanayi tesislerine ait 723 baca, Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri'yle (SEÖS) aynı merkezden 7 gün 24 saat takip ediliyor. Aykırı bir durumda ekipler hemen müdahale ediyor.
Yasal olarak SEÖS bulundurma zorunluluğu bulunmayan bacalarda ise Bakanlık tarafından gerek periyodik gerek ani denetimlerle emisyon ölçümleri gerçekleştiriliyor.
Türkiye'de faaliyet gösteren ve Çevre Kanunu kapsamında izin verilen yaklaşık 20 bin sanayi tesisi bulunuyor. Bu tesislerden emisyon konulu çevre iznine tabi 15 bin civarında tesise ait olan ve tüm kirletici bilgileri HEY Portalı'nda kayıt altında tutulan yaklaşık 32 bin baca, sahada çalışan 1100 personel tarafından denetlenerek atmosfere hava kirleticilerinin verilmesi engelleniyor.
Çalışmalar, fabrikalar planlama aşamasındayken başlıyor
Denetimler hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Denetimi Daire Başkanı Barış Ecevit Akgün, kirliliğe neden olan faktörlerden birinin sanayi tesislerinden kaynaklanan baca gazı emisyonları olduğunu söyledi.
Akgün, "Bunlar hem proses hem de sanayi tesislerindeki yakma işleminden sonra oluşan emisyonlar olabileceği gibi aynı zamanda tesis dışında depolama, taşıma, kırma, eleme faaliyetleri sonucunda oluşan emisyonlar da olabilir. Bunlara ilişkin uyulması gereken usul ve esasları da Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nde belirlemiş durumdayız. Tesislerin bu yükümlülükleri yerine getirip getirmediğini denetliyoruz." diye konuştu.
Bakanlığın, kirlilikle mücadele konusundaki çalışmalara fabrikalar henüz planlama aşamasındayken başladığını belirten Akgün, şöyle devam etti:
"Çevresel Etki Değerlendirme süreçlerinde bir proje henüz planlama aşamasındayken, kurulması durumunda çevreye olabilecek etkilerini belirliyoruz ve ÇED sürecinde alınacak tedbirlerin işletmeci tarafından taahhüt altına alınmasını sağlıyoruz. Hayata geçirildikten sonra da bu taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğini kontrol ediyoruz. ÇED sürecinde yapılan her başvuruda hava kalitesi modellemesi yaptırıyoruz. Bu tesisin yatırımı tamamlandıktan sonra bölgedeki hava kalitesine olan etkisini ÇED sürecinde değerlendiriyoruz. Bu süreci değerlendirirken aynı zamanda sahada bulunan diğer tesislerin etkilerini de dikkate alarak kümülatif bir değerlendirme yapıyoruz."
"Standartları sağlayan işletmelere çevre izin belgelerini veriyoruz"
ÇED süreci tamamlandıktan sonra bir işletmenin faaliyet gösterebilmesi için geçici faaliyet belgesi alması gerektiğine işaret eden Akgün, şu bilgileri verdi:
"Geçici faaliyet belgesi verilmesi aşamasında bir işletmenin ne tür yakma sistemleri olduğu, bu işletmeden hangi gazların atmosfere verileceği, standartların sağlanabilmesi için alınacak çevresel tedbirlerin neler olduğu belirleniyor. İşletmenin türüne, yakma sistemine, kullandığı yakıt türüne göre baca gazı arıtma sistemlerinin, filtrelerinin, eğer belli bir ısıl gücün üzerinde faaliyet gösterecekse Bakanlığımızca online olarak baca gazı ölçüm sonuçlarının takip edilmesine imkan sağlayan sürekli emisyon ölçüm sistemlerinin kurulmasını, geçici faaliyet belgesi aşamasında sağlıyoruz. Bundan sonra işletmelerin bir yıl içinde baca gazında gerekli emisyon ölçümlerini yaptırmalarını sağlıyoruz."
Geçici faaliyet belgesinin, bir işletmenin bir yıl süresince geçici olarak faaliyet gösterebilmesine olanak sağlayan bir izin belgesi olduğunu vurgulayan Akgün, bu bir yıl içinde yapılacak ölçümlerle işletmenin standartları sağladığının, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nde veya çevre mevzuatında belirtilen usul ve esaslara uygun olarak faaliyet gösterdiğinin tespit edilmesi üzerine, geçici faaliyet belgesinin, beş yıl süreyle geçerli olan çevre izin belgesine dönüştüğü bilgisini paylaştı.
Akgün, çevre izin belgesinin ardından işletmelerde yaptıkları emisyonlara ilişkin denetimlerle sınır değerlerin sağlanıp sağlanmadığını kontrol ettiklerini bildirdi.
"Yaklaşık 483 milyon lira idari para cezası uyguladık"
Denetimler hakkında rakamlar veren Akgün, şunları söyledi:
"Sahadan toplamış olduğumuz örnekleri 1200'ün üzerinde parametrenin analizini yapabilen çevre referans laboratuvarımıza götürüp daha kapsamlı analizlerini yapıp çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz. Geçtiğimiz yıl 57 binin üzerinde çevre denetimi ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek denetim sayısına ulaşmıştık, 2022 yılında da geçen senenin rakamlarını geride bırakarak 61 binin üzerinde çevre denetimi gerçekleştirdik. Bu denetimlerde çevre kirliliğine mahal verdiğini tespit ettiğimiz 5 binin üzerinde tesise yaklaşık 483 milyon lira idari para cezası uyguladık, 351 işletmeyi ise faaliyetten men ettik. Bu yıl yaptığımız denetimlerin yaklaşık 10 bini hava kirliliği konuluydu. Bu denetimlerde 1800'ün üzerinde tesise yaklaşık 53 milyon lira idari para cezası uyguladık ve hava kirliliğine neden olduğunu, çevre mevzuatında belirtilen usul ve esaslara aykırı faaliyet gösterdiğini tespit ettiğimiz 72 işletmeyi faaliyetten men ettik. Çevreyi korumak ve en güzel şekilde geleceğe taşımak için aldığımız tedbirleri bir bir hayata geçiriyoruz."